Kitap hakkında: 2017 / Bu, ruhun insanları hakkında asi, felsefi ve macera dolu bir roman. Canlı, heyecan verici ve çoğu zaman esprili bir biçimde hikayenin kahramanları, sayısız deneme ve maceradan geçerek kendilerini bulmaya ve hayatın anlamını bulmaya çalışırlar. Bütün bunların bizim gerçekliğimizde bulunabileceğini keşfetmeleri gerekecek; bunun için fantezi dünyasına, uçan dairelere veya lazer kılıçlara kaçmak hiç de gerekli değil. Olay, XX yüzyılın 90'lı yılların ortalarında İngiliz kırsalında geçiyor. Hikâyenin merkezinde, çocukluğundan itibaren ebeveynleri tarafından yüksek çitlerin arkasında tutulan, uyuşturucuyla beslenen, özgürlüğü kısıtlanan ve genellikle çocuğunun kendisi gibi başarılı, ortalama bir insan olmasını isteyen bir çocuk yer alır. Ama çok geçmeden John (ana karakterin adı bu) üniversiteye gider ve sınıf arkadaşı Walter ile tanışır. Ve ona Beatles'ın, Kinks'in, Pink Floyd'un müzikleri, 60'ların fikirleri ve Tolkien'in kitaplarıyla dolu yepyeni bir evrenin kapılarını açıyor. John eşi benzeri görülmemiş bir yükselişe, ruhsal bir uyanışa sahip. Bu arada Walter onu arkadaşı Anna ve annesi Jenny Teyze ile tanıştırır - bilge ve yüce, Galadriel'i (fısıldayarak da olsa) söylemek bile korkutucu. Her şeyin başladığı yer burası. Birlikte (artı yeni kahramanlar) insan ruhunu canlandırmaya ve göreve uygun hareket etmeye karar verirler. Ve her şey güzel ve eğlenceli olacaktır, ancak daha sonra hikayenin akışı keskin bir şekilde yön değiştirir ve John artık neredeyse tek başına direnmek zorunda kalacaktır... ama her şeyi bir anda anlatmayalım. John'un bulduğu şey, gerçekliğin zorlu sınavına dayanmalıdır..